SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-CİHAD VE’S-SİYER

<< 1215 >>

باب: غزو النساء وقتالهن مع الرجال.

65. KADINLARIN ASKERİ SEFERE KATILMASI VE ERKEKLERLE BİRLİKTE SAVAŞMASI

 

حدثنا أبو معمر: حدثنا عبد الوارث: حدثنا عبد العزيز، عن أنس رضي الله عنه قال: لما كان يوم أحد انهزم الناس عن النبي صلى الله عليه وسلم، قال: ولقد رأيت عائشة بنت أبي بكر، وأم سليم، وإنهما لمشمرتان، أرى خدم سوقهما، تنقزان القرب. وقال غيره: تنقلان القرب على متونهما، ثم تفرغانه في أفواه القوم، ثم ترجعان فتملآنها، ثم تجيئان فتفرغانها في أفواه القوم.

 

[-2880-] Enes İbn Malik'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Uhud savaşında Müslümanlar bozguna uğramış ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanından uzaklaşıp dağılmışlardı. Ben Aişe r.anha ile Ümmü Süleym'i gördüm. Eteklerini toplamışlardı ve ayak bileklerindeki halhallar görünüyordu. Onlar seke seke omuzlarında kırbalarla su taşıyorlar ve mücahitlere su içiriyorlardı. Sonra dönüyor, kırbalarını doldurup tekrar mücahitlere su veriyorlardı. "

 

Tekrar: 2902, 3811, 4064

 

AÇIKLAMA:     İmam Müslim'in Abdullah İbn Abbas'tan naklettiği bir rivayette kadınların savaşa katılıp yaralıları tedavi ettikleri anlatılmaktadır. Abdürrezzak'ın Ma'mer yoluyla Zühri’den naklettiği mürsel bir hadiste Zührı şöyle demiştir: "Kadınlar Resul-i Ekrem (s.a.v.) ile birlikte savaşlara katılır ve mücahitlere su taşımak, yaralıları tedavi etmek gibi görevleri yerine getirirlerdi."

 

Ebu Davud'un naklettiği bir rivayet kadınların Huneyn savaşında Resulullah (s.a.v.) ile birlikte bulunduklarını anlatmaktadır: "Hz. Nebi Efendimiz (s.a.v.) kadınlara niçin savaş meydanına geldiklerini sordu. Onlar da: "Biz de savaşa çıktık ki cephe gerisinde yün eğirip elbiseleri dikelim, Allah yolunda mücahitlere yardımcı olalım, yaralıları tedavi edelim, onlara ok hazırlayıp verelim ve yemek yapalım" diye cevap vermişlerdir."

 

Ben kadınlarla ilgili rivayetler içinde onların fiili mücadeleye ve savaşa giriştiklerine dair açık bir ifadeye rastlamadım. Zaten bu yüzden İbnü'l-Müneyyir şu açıklamayı yapmıştır: "İmam Buhari, başlıkta kadınların erkeklerle birlikte savaşması ifadesini kullandığı halde rivayetlerde bunu anlatan bir açıklamaya yer vermemiştir. Dolayısıyla kullandığı başlıkla ilgili olarak şu ihtimaııer söz konusu olabilir:

 

1. İmam Buharı, kadınların savaşçılara yardımcı olmalarını bizzat savaşmaları gibi değerlendirmiştir.

 

2. Kadınların cephe gerisinde yaralıları tedavi etmek, su taşımak gibi görevleri görürken aynı zamanda kendilerini müdafaa etmek durumunda kaldıklarına işarette bulunmuştur."

 

İmam Müslim’in Enes'ten naklettiği bir rivayete göre Ümmü Süleym Huneyn savaşı sırasında eline bir hançer almış ve şöyle demiştir: "Ben bu hançeri böyle zamanlar için edindim. Hele müşriklerden birisi bana yaklaşsın bakalım, Allah’ın izniyle bununla adamın karnını deşerim!"

 

İmam Buhari’nin kuııandığı bu başlık için şöyle bir ihtimal de akla gelmektedir: "Bu kadınlar her ne kadar savaş meydanına gelmiş olsalar da bilfiil savaşmamışlardır. Buna göre başlıkta geçen "Kadınların erkeklerle birlikte savaşması" ifadesinin sonuna "Caiz midir?" sorusunu eklememiz veya bu ifadeyi "Eğer kadınlar erkeklerle birlikte savaşa çıkarsa yukarıda anlatılan yaralıların tedavisi, mücahitlere su taşınması gibi cephe gerisi görevleri ile yetinmeleri gerekir" şeklinde anlamamız gerekir.

 

 

باب: حمل النساء القرب إلى الناس في الغزو.

66. KADINLARIN SAVAŞ SIRASINDA MÜCAHİTLERE KIRBALARLA SU TAŞIMASI

 

حدثنا عبدان: أخبرنا عبد الله: أخبرنا يونس، عن ابن شهاب: قال ثعلبة بن أبي مالك: إن عمر بن الخطاب رضي الله عنه قسم مروطا بين نساء من نساء المدينة، فبقي مرط جيد، فقال له بعض من عنده: يا أمير المؤمنين، أعط هذا ابنة رسول الله صلى الله عليه وسلم التي عندك، يريدون أم كلثوم بنت علي، فقال عمر: أم سليط أحق. وأم سليط من نساء الأنصار، ممن بايع رسول الله صلى الله عليه وسلم. قال عمر: فإنها كانت تزفر لنا القرب يوم أحد. قال أبو عبد الله: تزفر تخيط.

 

[-2881-] Sa'lebe İbn Ebu Malik'in naklettiğine göre Ömer r.a. Medine'li kadınlara elbiselik ipek kumaşlar dağıtmış ve geriye çok kaliteli bir parça kalmıştı. Hz. Ömer'in yanında bulunanlardan birisi Hz. Ali'nin kızı Ümmü Gülsüm'ü kasdederek: "Ey mu'minlerin emiri, bu kumaşı evli bulunduğunuz Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızına verseniz!" dedi. Fakat Hz. Ömer: "Ümmü Salit bunu daha fazla hak ediyor" dedi ve ekledi: "Ümmü Salit bize Uhud savaşında su kırbalarımızı hazırlar ve bu kırbalarla su taşırdı." Ümmü Salit Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bey'at etmiş Ensar'dan bir sahabi hanımdı.

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhari bu başlık altında kadınların bu görevi yerine getirmelerinin caiz olduğunu vurgulamıştır.

 

Bu rivayette adı geçen Ümmü Gülsüm, Hz. Ali ile Hz. Fatıma'nın kızıdır. Hz. Ömer de onunla evlenmiştir. Hz. Fatıma'nın en küçük kızı olan Ümmü Gülsüm daha Resul-i Ekrem (s.a.v.) hayatta iken doğmuştur ve bu yüzden aslında torunu olduğu halde Ümmü Gülsüm'den Hz. Nebi'in (s.a.v.) kızı diye söz edilmiştir.